1. Üye firmalarınızın uluslararası pazarlardaki rolü ve ağırlığı nedir?
Türkiye"de ilaç sanayisi, üretim standartları, teknolojisi, kapasitesi ve yetkin insan kaynağı itibarı ile oldukça gelişmiştir. 2021 yılı itibariyle Türkiye ilaç pazarı, dünya ilaç pazarında değer bazındaki %1"lik payı ile 19. sırada yer almaktadır. 2026 yılında 17. sıraya çıkacağı öngörülmektedir.
Sektör, ihracat kapasitesi ile ülkemiz ekonomisi için önemli katma değer sağlayan alanların başında gelmektedir. Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan sektör raporunda, 2021 yılında ilaç ve eczacılık sektörü ihracatının bir önceki yıla göre % 4 oranında arttığı ve 1,90 milyar USD olarak gerçekleştiği belirtilmektedir. 2022 yılı ilaç ihracat rakamı ise 1.89 milyar USD seviyesindedir.
İhracat faaliyetleri TİSD üyeleri açısından da önemli faaliyet alanlarından biridir. Üye firmalarımızın tamamına yakını ilaç ve ilaç hammaddesi üreticilerinden oluşmaktadır. Üretim tesislerinde GMP kurallarına göre ve uluslararası standartlarda üretim yapılmakta, kalite süreçleri uluslararası normlarda takip edilmektedir. Üye firmalarımız, yürüttükleri ihracat faaliyetleri ile ülkemizin ihracat hacminin artmasına önemli katkılar sağlamaktadırlar. İstanbul Kimyevi Maddeler ve İhracatçıları Birliği"nin (İKMİB) her yıl düzenlediği “İhracatın Yıldızları” ödüllerinin ilaç ihracatı kategorisinde 2021 yılında birincilik ve üçüncülük ödülü alan firmalar, Derneğimiz üyesidirler. Dolayısıyla iki üye firmamız ilk 3"e girme başarısını göstermiştir. 2022 yılı ihracat verilerine göre de, bir üye firmamız aynı kategorideki sıralamada ilk 3"te yer almıştır.
Üyelerimiz; AB Ülkeleri, Körfez Ülkeleri (GCC), Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS), Ortadoğu, Afrika, Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetler, Güney Asya Ülkeleri, Uzak Doğu, Güney ve Kuzey Amerika ülkelerinin içinde bulunduğu 100"den fazla ülkeye ilaç hammaddesi ve bitmiş ürün ihracatı yapmaktadırlar. Ayrıca, uluslararası iş birlikleri sayesinde EU ülkeleri dahil pek çok ülkede ilaç ruhsatına sahiplerdir.
2. Bu pazarlarda daha çok yer alabilmemiz için nasıl bir yol izlenmelidir?
İhracat herhangi bir yerel satıştan tamamen farklı süreçlere, yüksek risklere, ek çalışma alanlarına ve gerekliliklere sahip bir satış faaliyetidir. Yurtdışına satış yapacak olan firmanın öncelikle satış yapacağı ülkeyi ve pazarı iyi tanıması gerekmektedir. Satış yapılacak pazarı iyi tanımak ve giriş için strateji belirlemek önemlidir. İlaç ihracatı, son derece detaylı regülasyonlarla düzenlenmiş süreçlerle yürütülmektedir ve ilgili ülkenin regülasyonlarının iyi bilinmesi sürecin hızlı ve doğru ilerlemesi için olmazsa olmazdır. Ayrıca gerek iç pazar gerekse de dünya pazarlarında daha fazla ürünümüzün yer alabilmesi için süreçlerin gecikmeye uğramaksızın yürütülmesi konusunda Bakanlıklar ve ilgili kurumların desteği çok önem taşımaktadır.
Hedef ülkelerde pazara erişim, regülasyon ve bilgi edinme problemlerinin çözülmesi adına Bakanlık tarafından firmalara kılavuzlar sağlanması, ihracat yapılan ülkelerde politik engellemelere karşı koruma stratejilerinin uygulanması, Ticaret Bakanlıkları düzeyinde karşılıklı anlaşmaların sağlanması gibi konularda yapılacak iyileştirmelerin olumlu etkisi olacaktır.
3. Uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren firmaların ülke ekonomisine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye"de çoğunlukla biyoteknolojik ilaçlar, bazı aşılar, kan ürünleri, bazı değiştirilmiş salım sistemine sahip olan ilaçlar, insülin ve kanser ilaçları gibi birçok tedavi grubundan ilaçlar ithal olarak sağlanmaktadır. İlaç sektörü için önemli olan sorun, ithalat miktarı değil, ihracatın sektör kapasitesinin gerisinde kalması ve dış ticaret dengesinin ithalat lehine olmasıdır. Yerelleşme politikasının hayata geçmesi ile ilaçta ve hammaddede dışa bağımlılığın azalması ve ihracat olanaklarının artması sektörün ülke ekonomisine katkısını artıracaktır.
4. Yaşadığımız deprem ile ilgili duygu ve düşünceleriniz nelerdir?
6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız büyük deprem felaketi, yaklaşık 13.5 milyon vatandaşımızı etkiledi. Yaşanan bu elim olay için hepimiz çok üzgünüz. Felaketin büyüklüğü, başta sağlık olmak üzere pek çok hizmetin bölgeye ulaştırılması ve bu hizmetlerin sürdürülebilir olması konusunu gündeme getirdi. İlaç sektörü, Sağlık Bakanlığının ve ilgili diğer sağlık otoritelerinin koordinasyonunda bölgeye hızla ilaç ve tıbbi malzeme desteği sağlamıştır ve desteğimiz halen devam etmektedir. Bugüne kadar sektör tarafından üç buçuk milyon kutu ilaç bağışı yapılmıştır.
Deprem bölgesindeki ilaç ve tıbbi malzeme ihtiyacının sağlıklı belirlenmesi, taleplerin kontrolü ve tedarik sürecinin sağlıklı işlemesini sağlamak amacıyla, afetin ilk günlerinde TİTCK başkanlığında oluşturulan ve Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü yetkilileri ile sektör örgütlerinin bulunduğu komisyonda TİSD olarak biz de yer alıyoruz.
Deprem bölgesinde ihtiyaç duyulan ilaç, serum ve tıbbi malzemelerin karşılanması için üye firmalarımızın destekleriyle çalışmalarımızı sürdürüyor; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ile koordine olarak ihtiyaçların karşılanmasını sağlıyoruz. Bu büyük afetin yaralarını sarmak için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.